Bilime Göre Fırtına Öncesi Gerçekten de Bir Sessizlik Oluyor mu Yoksa Tamamen Deyimden mi İbaret?
Gök gürlerken bazen sessiz ve sakin bir hava hâkim olur gökyüzünde. İşte böylesi anlarda ‘fırtına’ çıkmaması işten bile değil.
Peki “fırtına öncesi sessizlik” sanıldığı gibi mecazi bir anlam mı taşıyor, yoksa gerçekten de böyle bir şey var mı? Gelin bakalım.
Fırtınanın gelişim süreci aslında birçok değişkene bağlı.
Özellikle fırtına öncesinde yaşanan hava durumu, doğanın bize gösterdiği çeşitli işaretlerle dolu. Bu işaretler, bazen sessizlik ve durgunluk şeklinde kendini gösterirken bazen de gök gürültüleri ve yoğun yağmurlarla gelişiyor.
Doğada her şeyin bir ritmi ve hazırlığı olduğu gibi fırtına da bu ritimleri görmemiz mümkün. Fırtınanın oluşumu, sıcak ve nemli havanın etkisiyle başlıyor. Bu havanın fırtına merkezine doğru çekilmesiyle basınç düşer ve bu da hava hareketlerini hızlandırır.
Kasırga gibi büyük fırtınalarda havada yaprak bile kımıldamayabilir.
Fırtınaların oluşmasında ılık ve nemli hava rol oynuyor. Fırtına, çevresinden ılık ve nemli hava çekerek kendini besler. Bu hava, âdeta fırtınanın enerji kaynağı gibidir ve fırtına merkezinde basıncın düşmesine neden olur.
Düşük basınç, nemli havayı fırtına merkezinin üstüne taşır. Buraya ulaşan nemli ve ılık hava, fırtınanın döngülerine doğru yönlendirilir. Hava, bulutlar arasında yolculuğunu tamamladıktan sonra yavaş yavaş alçalarak daha sıcak ve kuru bir hâle dönüşür.
İşte tüm bu süreç, bölgede belirgin bir sakinlik ve durgunluk oluşmasına neden olur.
Fırtına başlamadan önceki bu sessizlik, havanın içindeki kuru ve ılık hava tabakasının etkisidir. Tabii fırtınalar her zaman böyle sessizlikle gelmiyor.
Fırtınanın gelişini tahmin etmek için havaya bakmak yerine hava tahmin raporuna göre fırtınanın gelişini tahmin etmek daha kesin sonuçlar verecektir.